Dr. Tess Coleman ile 15 yaşındaki kızı Anna arasında sürekli anlaşmazlığa dayalı bir anne-kız ilişkisi vardır. Birbirlerinin giyim stilinden, saç modelinden, müzik beğenisinden ve erkeklere bakış açılarından hiç hoşlanmazlar.
İkisi arasındaki anlaşmazlık bir Perşembe akşamında zirve noktasına varır. Müzikal beklentilerinin annesi tarafından yeterince desteklenmemesi nedeniyle Anna çok kızgındır. Dul bir psikolog doktor olan Tess ise çok sevdiği nişanlısı Ryan ile evlenmek üzeredir. Ancak Anna’nın yıldızı Ryan ile bir türlü barışmaz. Tess ise, kızının nişanlısını niye sevmediğini anlayamamaktadır. Düğün töreninin bir gece öncesinde gittikleri Çin Lokantasında iki şans kurabiyesinin yarattığı karışıklığın ardından mistik birtakım gelişmeler sonucunda herşey değişmeye başlar.
Cuma sabahı uyandıklarında Tess ile Anna kendilerini birbirlerinin bedeni içinde bulurlar. Bundan sonrasında deyim yerindeyse “birbirlerinin ayakkabıları içinde yürümeyi” öğrenmek zorundadırlar. Bu olaydan kazanımları ise birbirlerinin bakış açısına saygı duymayı öğrenmek olacaktır. Ancak cumartesi günü Tess’in düğünün yapılacak olması nedeniyle kendi bedenlerine en hızlı biçimde geri dönebilmenin yolunu bulmak zorundadırlar